DOLAR 36,3030 % 0.08
EURO 37,9169 % -0.07
STERLIN 45,7680 % 0
FRANG 40,2086 % 0.12
ALTIN 3.425,92 % 0,13
BITCOIN 96.264,16 0.83

PERİ BACALARI OLUŞUMU

Yayınlanma Tarihi : Google News
PERİ BACALARI OLUŞUMU

Peri Bacalarının Oluşumu

Kapadokya’nın kendisine has coğrafyası, günümüzden on milyon sene evvelce yaşanan aktif olan volkanik mekanizmalar olan kalderaların patlamaları neticesi oluşmuş bir yeryüzü şekli.

Temelde, yanardağlardan çıkan lavlar, platolar, göller ve akarsular üstünde 100-150 metre kalınlığında tüf (lav ve külden meydana gelen taş) tabakasını oluşturuyor. Ana volkanlardan püsküren maddelerle biçimlenen plato şiddeti daha az ufak volkanların püskürmesiyle sıksık değişime uğruyor. Oluşan bu tüf tabakasının başta Kızılırmak Nehri olmak üzere akarsuların, göllerin ve rüzgârın aşındırmasıyla da günümüzdeki ikonik peri bacaları durumunu almış oluyor.

Sel sularının dik yamaçlarda kendisine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına namacıyla olmasından alt kısımlarda tespit edilen ve daha basit aşınan malzemenin derin bir biçimde oyulması ile yamaç gerilemiş, bu sayede üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler meydana çıkmış. Genellikle Paşabağı civarındaki peri bacaları türünün en dikkat çekici örnekleri.

Çünkü bu bölgedeki peri bacaları; konik, şapkalı, mantar biçimli, sütunlu ve sivri kaya formunda. Paşabağı peri bacalarının tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan meydana gelen konik gövdelerinin tepe kısımlarında bir de ignimbirit gibi sert kayaçlardan meydana gelen kaya bloğu da bulunmaktadır. Peri bacalarının kısa ya da uzun yaşamlı olması, bu şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak değişiyor. Bazı yamaçlardaki renk dalgalanmalarının sebebi ise lav tabakasındaki ısı farkıymış.

Peri Bacalarında ve Yer Altında Yaşam

Aslında Kapadokya’da insan yaşamı, ta Paleolitik devreye kadar uzanıyor. İnsanlar bu natural oluşumları, eski çağlarda gözetleme ve barınma yeri olarak kullanmış, Hristiyanlığın yasenedığı dönemlerde içlerine kiliseler oyarak ibadethaneler yapmış, Roma döneminde ise mezar olarak kullanılmış.

Zamanında Hititler’in yaşadığı bu topraklar daha ileri dönemlerde Hıristiyanlığın en mühim merkezlerinden biri olmuş. Kayalara oyulan evler ve kiliseler, bölgeyi Roma İmparatorluğu’nun baskısından kaçan Hıristiyanlar amacıyla sığınak durumuna getirmiş. 6. ve 7. yüzsenea gelindiğinde Derinkuyu, Kaymaklı, Mazı, Özkonak, Doğala gibi yeraltı şehirleri Arap akınlarına karşı sığınak olarak kullanılmış. Bu sığınaklar önemini yitirdikten sonra Hristiyanlar buraları terk ederek Göreme, Soğanlı, Ihlara vadilerindeki kaya kovuklarına yerleşmişler ve yüzlerce kilise inşa etmişler.

Kapadokya’daki yer altı şehirlerinde insan yaşamının tarihi milattan evveline dayanıyor olsa da günümüz anlamda yamaçlardaki kayalara oyulmuş evlerde hayata geleneği çok da eski değil 19.yy dan kalma. Bu noktada ana etmen volkanik malzemenin oyulduğunda yumUşak ve basit biçim alabilir olması ama oksijenle artık hava ile ilişki ettikçe sertleşmeye başlayıp sağlam duruma gelmesi.

Kapadokya sınırları amacıylade 150 ye yakın yeraltı yerleşim yeri bulunmaktadır ama bunlardan yalnızca 36 tanesi yeraltı kenti niteliğinde diğerleriyse 2-5 aileyi barındıracak kadar ufak yer altı barınakları. Gezebileceğiniz yer altı şehirleri ile ilgili bilgiye Kapadokya Gezilecek Yerler yazımızdan ulaşabilirsiniz.

YORUM YAP