DOLAR 34,6482 % 0.02
EURO 36,6865 % 0.11
STERLIN 43,8894 % -0.07
FRANG 39,2116 % -0.17
ALTIN 2.938,23 % 0,05
BITCOIN 95.330,12 1.861

KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

Yayınlanma Tarihi : Google News
KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

iklim farklılığı diye tanımladığımızde aklımıza gelen kelimeler çevre, tabiat ve hayvanlar oluyor. Fakat bu kelimelerin arasında biz insanlar yer almadığımız amacıyla çok yanıltıcı bir yaklaşıma yol açabiliyor. Esasında iklim farklılığı hepimizi çok yakından ilgilendiren, bizler dahil olmak üzere bütün hayatı tehdit eden bir can güvenliği meselesidir. Yoksulluk, besin güvenliği, temiz suya erişim, hava kirliliği, orman yangınları, afetler, ve bu gibi problemlerin neticesi olarak da iklim göçü, iklim farklılığınin sonuçlarını göreceğimiz alanlardan yalnızca birkaçı.

Daha sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya amacıyla ise küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması ve +1,5 derece sınırını aşmamamız kritik bir ehemmiyet taşıyor. Nitekim sürdürülebilir ürünlerin piyasada giderek çoğaldığını, tek kullanımlık plastik ürünlerin konumunu daha kalıcı ürünlerin aldığını, toplu taşıma tüketiminin teşvik edildiğini, hem de ekonomide de sürdürülebilir modellerin daha sık yer aldığını görüyoruz. Bunların hepsi dünya amacıyla iyi olsa da – ulaşımdan daha büyük bir karbon ayak izine sahip olmasına karşın – saniyesel hayvancılığın sürdürülebilir kalkınma bölümünde yeteri kadar görünürlüğe sahip olmadığını izliyoruz

Amazonlarda bugüne kadar yok edilen ağaçların %91’i saniyesel hayvancılığa alan açmak amacıyla katledildi.
Endüstriyel hayvancılığın başlıca sebep bulunduğu ormansızlaştırma, ortalama her gün 137 bitki ve hayvan türü yitirmemize sebep oluyor. Ağaçlar kesildikten sonra kalan bitki örtüsünden kurtulmak amacıyla de genellikle ateş kullanıldığı amacıyla, daha da büyük bir yıkım ortaya geliyor: orman yangınları.

Bu endüstrinin tabiata verilen şaşırtıcı zararın karşılığında da olağanüstü bir verimsizlik ve israf söz konusu. Bir ineğin en az 400 kilo bulunduğunu düşünürsek, asgari düzeyde yaşam sürdürmek amacıyla günlük 24000 kcal enerjiye gereksinimi var. Biz insanlar günde ortalama 2000 kcal enerji alarak hayatımızı sürdürüyoruz; ve bu yalnızca gündelik hayatımız amacıyla lüzumlu olan enerjiyi karşılıyor – kilo almıyoruz.

Emisyonlar

Bu hayvanlar etleri ya da hayvansal ürünleri amacıyla üretildiklerinden dolayı bir de kilo almaları isteniyor. Dolayısıyla, endüstride hayvanları beslemek amacıyla harcanan enerji ve bunların oluşturduğu karbon salınımı bizim onlardan alacağımız besine kıyasla çok fazla!

Bunun yanı sıra, her şahısnin saniyesel beslenebilmesi amacıyla şahıs başı 12,400 metrekareye gereksinim var – artık nerdeyse 3,5 futbol sahası kadar büyük bir alana. Buna oranla bitkisel beslenen biri amacıyla bu alanın yüzde beş buçuğu yeterli.

Bizlere her vakit çok sayıda hayvanın kalabalık barınaklara sokulması yardımıyla saniyesel hayvancılığın toprak tasarrufu sağladığı anlatılmış olsa da bu bir kent efsanesinden ötesi değil. Aksine, hayvanların nüfusunu artırdıkça onları beslemek amacıyla imal edilen tahıl ve soya da artıyor, bunların üretimi amacıyla de ormansızlaştırma gibi faaliyetlerle devasa alanlar açılıyor. Nitekim bugün dünyadaki tarım alanlarının %77’si çiftlik hayvanlarının ve yemlerinin üretimi amacıyla kullanılıyor.

Endüstride hayvanlar otlaklarda değiller. Çiftlik diye tanımladığımız yerler çiftlikten çok fabrikaya benziyorlar. Hayvanlar meralarda olmadıkları amacıyla de yem lüzumlu. Yem amacıyla mısır ve soya üretimi lüzumlu. Mısır ve soya tarlalarını da sürmek ve gübrelemek lazım – fakat bu gübre de natural gübre değil, kimyasal gübre. Bütün bu faaliyetlerin ortak noktası ise hepsinin sera gazı salınımını yoğunlaştırıyor olması.

YORUM YAP