
HAMSİNİN FAYDALARI
Omega-3 ve selenyum yönünden son derece varlıklıdir. Bu hal kalp hastalıkları, felç, beyin gelişimi, tiroit, sedef hastalığı gibi rahatsızlıklarda mühim rol oynar. Omega-3 ya da selenyum eksikliğinin önüne geçmede hamsi kullanımı çok değerlidir.
Özellikle selenyum eksikliğine bağlı hastalıklarda, selenyumun başka gıdalarda zor bulunmasından ötürü hamsi bizim amacıyla altın değerindedir. Diyabet, tiroit, guatr, fazlası cilt rahatsızlıkları; selenyum eksikliği ile görülebilir ya da ağırlaşabilir. Bu halin önüne geçmek amacıyla selenyum kaynağı gıdalar tüketmek gerekir. 100 gramlık hamsi ile ise günlük ihtiyacın tamamı karşılanmış olur.
Protein bakımından son derece varlıklıdir. Kilo vermek amacıyla de, uzun vakit tok kalmak amacıyla de yüksek oranda protein kullanımı gereklidir. 100 gramlık hamside aşağı yukarı 30 gram protein yer alır.
Omega-3 dışında EPA ve DEHA içeriğinin de olması beyin sağlığını korumaya, Alzheimer önlemeye, bunamadan korunmaya yarar sağlar.
Çoğu vakit kılçıkları ile birlikte kullanımının olası olması yardımıyla ciddi kalsiyum ve fosfor kaynağıdır. Bu amaçla kemik erimesi problemi yaşayanlar, mafsal rahatsızlıkları olanlar hamsiyi kılçığı ile birlikte tükettiklerinde daha çok yararlanmış olacaklardır.
A ve D vitamini yönünden son derece varlıklı içeriğe sahiptir. Bu amaçla göz sağlığı, kemik sağlığı gibi olumlu etkisi bulunur.
Hamsi tüketirken bilhassa omega-3 içeriğinden daha çok yararlanmak amacıyla C vitamini kaynağı ile birlikte tüketmeye çalışın. Salataya bol limon sıkıp, ya da direkt olarak balığın üstüne limon sıkarak emilimini artırabilirsiniz.
HAMSİ NASIL YENMELİ?
Fakat ne kadar lezzetli olduğunu bilsek de kızartmasını tercih etmemeye çalışın. Çünkü balık pişerken ağırlığının nerdeyse yarısı kadar yağ çeker. Hem de protein zarar görüp gıda değerini kaybeder, kalorisi artar. Bunun yerine buğulama ya da fırın tercih edilebilir. Yine de kızartacak olursanız az yağ ile pişirmenizi öneririm.
HAMSİYİ KİMLER TÜKETMELİ? YAN ETKİLERİ NELER?
Hamsi balığında sodyum miktarı yüksektir. Bu da kan basıncını olumsuz etkileyebilir. Öncesinde bol yıkamak ve pişirirken az tuz kullanmaya özen göstermek gerekir. Tansiyon hastaları bu hali göz önünde bulundurarak hamsi tüketmelilerdir.
Bir de hamside parazit enfeksiyon riski yüksek olmasından mide bulantısı, karın ağrısı, ishal gibi şikayetlere sebep olabilir. Hamilelerin tüketirken hekimine danışarak tüketmelerini öneriyoruz.
Hamsi, palamut, uskumru, ton balığı gibi balıklarda koyu renkli balık eti bulunduğundan histamin içeriği daha çok oluyor. Dolayısıyla da balık tutulduktan sonra 5-6 saat amacıylade ideal saklama koşulları sağlanmazsa histamin içeriği artmış olur. Bu da alerjik tepki halini artırır, hem de zehirlenmeyi tetikleyebilir. Toplumda en çok mevzuşulan mevzu olan ‘yoğurt ile birlikte balık kullanımı’nin kökeni de gerçekte buradan çıkmaktadır. Uygun saklama şartı olmadığı halda ya da bozulmaya yakın olan histamin içeriği yüksek balık ile yoğurt (histamin içeriği yüksek) birlikte tüketildiğinde bağ ağrısı, baş dönmesi, karın ağrısı, bedende kızarıklık, kaşıntı gibi şikayetler görülebilir. Bu halda bilhassa hamileler ve çocukların ilgi etmesi gerekir. Fakat balık taze ise hamileler ya da çocuklar haftada 2-3 kez olacak şekilde kolaylıkla tüketebilirler.
Hamilelerde balığa dair bir başka mühim mevzu ise cıva bakımından yüksek balıklardan kaçınmalarıdır. Hamilelikte cıva sahibi olan balık tüketildiğinde bu ağır metal direkt olarak bebeğe geçer. Bunun sık tüketilmesi halinda bebeğin beyin gelişimini olumsuz etkilediğini görüyoruz. Son senelerde denizlerin kirlenmesi ile birlikte kurşun ve kadminyum gibi başka ağır metaller de ilgi edilmesi gereken hallardır. Bu halda konservelerden uzak durmak gerekir. Hamileler risk almadan balık tüketmek istiyorlarsa yüzey balıklarını tercih etmeleri gerekmektedir. Hamsi, istavrit, uskumru, palamut bu kategoriye girer.
Yani taze olmasından emin olunduğu prosese hamsi kullanımı hem çocuklar amacıyla hem de hamileler amacıyla son derece güvenilirdir. Haftada ortalama 300-350 gram yeterli olacaktır.