DOLAR 34,6733 % 0.02
EURO 36,6336 % 0
STERLIN 43,9422 % -0.04
FRANG 39,2460 % -0.15
ALTIN 2.931,21 % -0,19
BITCOIN 95.751,81 3.419

SAİT FAİK ABASIYANIK YAŞAMI VE ESERLERİ

Yayınlanma Tarihi : Google News

Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından birisi olan Sait Faik, modern hikâyeciliğe yaptığı katkılar nedeniyle Türk edebiyatının köşe taşlarından biri olarak kabul edilir.

SAİT FAİK ABASIYANIK KİMDİR?

Mehmet Faik Bey ile Makbule Hanım’ın oğlu olan usta edebiyatçı, 23 Kasım 1906’da Sakarya’da doğdu.

Abasıyanık, ilköğrenimini turist dilde eğitim veren Rehber-i Terakki okulunda tamamladı. Adapazarı Lisesi’nde okurken ilk şiirini kaleme alan yazar, 1924’te İstanbul’a taşındıktan sonra İstanbul Erkek Lisesine gitti. Daha sonra Bursa Lisesi’ne devam eden yazar, 1928’de mezun oldu.

SAİT FAİK ABASIYANIK’IN SANAT YAŞAMI

Bursa Lisesi’nde yazdığı “Zemberekli Saat” ve “Uçurtmalar” isimli ilk hikayeleriyle şiir denemelerinin sonrasında edebiyat hocası Mümtaz Bey’in teşvikiyle edebiyata ilgi duymaya başladı. “Hamal” isimli şiirini ve ilk hikayesi “İpekli Mendil”i gençlik senelerinde kaleme aldı.

Başarılı yazar, 1928’de İstanbul Üniversitesi Darülfünun (Edebiyat Fakültesi) Türkoloji Bölümü’ne kaydını yaptırdı. Bu dönemde sanat ve edebiyat çevreleriyle tanışmaya başlayan yazarın “Uçurtmalar” isimli hikayesi, 9 Aralık 1929’da Milliyet gazetesinin sanat sayfasında yayımlandı. Oturdukları ev, fakülte ve Şehzadebaşı kıraathaneleri aynı semtte bulunduğu amacıyla Sait Faik, vakit vakit derslere gitse de Şehzadebaşı kıraathaneleri, özelikle o günün genç yazarlarının buluştuğu Halk kıraathanesi onun en çok gördüğünüz yerlerdendi.

Babasının arzusuyla üniversiteden ayrılan Abasıyanık, 1931’de ekonomi eğitimi amacıyla İsviçre’nin Lozan kentine, oradan da Fransa’nın Grenoble şehrine gitti. Usta yazar, 1934’e kadar vakitn düzensiz eğitim ve yaşadığı bohem yaşamı yüzünden, babasının geri çağırmasıyla diploma alamadan Türkiye’ye döndü.

Sait Faik Abasıyanık, bir vakit Halıcıoğlu Ermeni Yetim Mektebi’nde Türkçe öğretmenliği yaptı.

Babasının verilen sermaye ile açtığı ticarethaneyi yürütemeyen yazar, 1939’da babasının ölümü üstüne geride kalan mülklerin geliri ve yazılarıyla geçindi.

Abasıyanık’ın 1934-1940 arasında “Varlık”, “Ağaç”, “Servet-i Fünun”, “Uyanış”, “Ses”, “Yeni Ses”, “Yaprak” ve “Yenilik” dergilerinde yayımlanan hikayeleri ilgi gördü.

İlk kitabının basım ücretini babası karşıladı

Yazarın, maliyetini babasının karşılamasıyla yayımlanan ilk kitabı “Semaver”, Remzi Kitabevinden okuyucuyla buluştu.

Usta edebiyatçı, yazmayla arasındaki teması “Haritada Bir Nokta” hikayesinde şu sözlerle aktarmıştı:

“Söz vermiştim kendi kendime. Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan diğer ne idi? Burada, namuslu insanların arasında, sakin ölümü bekleyecektim. Hırs, öfke neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye. Kalem, kağıt aldım. Oturdum. Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa ufak değnekler yontmak amacıyla cebimde taşıdığım çakımı çıkarttım. Kalemi yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.”

İlk kez 1937’de “Kurun”da ve sonrasında 1940’ta “Varlık”ta yayımlanan “Çelme” hikayesi nedeniyle Askeri Mahkemede yargılanan ve beraat eden Abasıyanık’ın, babası 1938’de yaşamını kaybetti. Kışları Şişli’deki evde, yazları ise Burgazada’da annesiyle yaşamaya başlayan edebiyatçının “Sarnıç” isimli kitabı 1939’da, “Şahmerdan” kitabı 1940’ta Çığır Kitabevi doğrulusunda yayımlandı.

Hikaye ve yazıları “Milliyet”, “Kurun”, “Vakit” gazeteleri ile “Varlık”, “Ağaç”, “Büyük Doğu”, “Yücel”, “Yeni Mecmua”, “Servet-i Fünun”, “İnkılapçı Gençlik”, “Yürüyüş” ve “Yedigün” dergilerinde yer buldu.

SAİT FAİK ABASIYANIK’IN MAHKEME RÖPORTAJLARI
Abasıyanık, Varlık Yayınları doğrulusunda 1956’da “Mahkeme Kapısı” ismiyle kitaplaştırılan eserine kaynak olacak 28 mahkeme röportajını, “Haber-Akşam Postası” gazetesi amacıyla yaptığı mahkeme muhabirliği esnasında gerçekleştirdi.

Düzensiz yaşamı ve alkol tüketimi yüzünden 1945’te rahatsızlanan Abasıyanık’a, 1948’de siroz teşhisi konuldu ve 1951’de tedavi amacıyla Paris’e gitti.

Sait Faik, 1953’te ABD’de tespit edilen uluslararası Mark Twain Derneği haysiyet üyeliğine seçildi. Bu ilgiyi kendine değil, Türk hikayeciliğine bağlayan usta edebiyatçı, özgür düşüncesini hikayelerine yansıtmakla birlikte Tanzimat’tan beri yaygın giriş, gelişme, düğüm noktası ve netice çerçeveli hikaye yapısını diğer bir mecraya taşıdı.Acemice yazılmış zannedilen hikayeleri, Cumhuriyet devresi classic hikaye geleneğini yıkarak, Türk hikayecilik sanatında bir devrim olarak değerlendirildi.

YORUM YAP