DOLAR 38,2552 % 0.34
EURO 43,8333 % 0.15
STERLIN 51,0885 % 0.12
FRANG 46,9242 % 0.68
ALTIN 4.076,87 % 0,33
BITCOIN 85.428,01 0.972

ERGENE OVASI

Yayınlanma Tarihi : Google News
ERGENE OVASI

ERGENE OVASI

Yurdumuzdaki en tipik sübsidans havzası ”Ergene havzası”dır. Kuzeyde metamorfik Yıldız dağları , güneyde Işıklar dağları arasında ancak daha geniş anlamda, Istranca masifi ile, güneyde Biga – Kapıdağ – Uludağ masifi arasında yer alan bu havza dış drenaja açıktır. Havzanın çok büyük evresinde sular Ergene ve kolları (İnece, Babaeski, Sakızköy, Çorlu, Genç, Hayrabolu, Kaysan dereleri vs.)doğrulusunda drene edilir. Bu sular vakit vakit Enez yakınlarında bataklıklara namacıyla olurlar. Sıgırcık ve Gala bataklıkları gibi. Diğer bir kısım sular ise Marmara Denizine dökülür.

Ergene havzası merkezi evresinde mühim bir relief arzetmez. Aynı hal batı ve güneybatı kısmı içerisinde söylenebilir. Eğim genel olarak ddoğuda doğudan batıya, batıda ise güney batıya doğrudur. Ancak, Istranca’dan güneye, Ganos’tan ise kuzeye doğru az bir eğim söz konusudur. Bu dağlık alanlara gidildikçe yarılma çoklaşır ve ova konumunu platolara terk eder. Lalapşa-Kırklareli-Saray ve Tekirdağ-Malkara-Keşan arasında hal böyledir.

Ergene havzasının kuzeyindeki Istranca masifi, büyük ihtimalle paleozoik evveli ve paleozik yaştaki metamorfik kayaçlardan oluşmuştur. Bu eski masif üstüne Tersiyer ve Kuaterner tabakaları genelde konkordant bir endeks halunda diskordant olarak gelmişlerdir. Bu formasyonlar masiften itibaren güneye doğru gidildikçe yavaş yavaş kalınlaşırlar. Bu kalınlaşmanın en çok bulunduğu yer Tekirdağ – Babaeski arasındaki Dambaslar civarıdır.

Buradaki Tersiyer ve Kuaterner sedimanlarının kalınlığı 6000m kadardır. Havzanın en çok çöken kısmı burasıdır. Yapılan incelemelera göre çökme her yerde aynı olmamıştır. Bazı yerlerde sediman kalınlıkları azalmaktadır. Havzanın Marmara Denizine isabet eden kısmı artık Ergene ovasının esasını meydana getiren sedimentler, epirojenik karakterdeki genç hareketlerle çökmüşlerdir. Bu çökme fay ve fleksürler ile birlikte olmuştur. Nitekim, Ganos kütlesinin güneyi, birbirine paralel basamak şeklindeki faylarla sınırlanmıştır.

Ganos’taki bu özellik Istrancanın güneyinde de derhal derhal aynıdır. Burada da, eski kütle üstüne diskordant olan tersiyer tabakaları, Kırklareli – Pınarhisar – Vize – Saray arasında faylanmıştır. Ancak, Istrancalarda eğim atımlı ters faylarda oluşmuştur.

Ergene ovasının merkezi kısmı, derhal derhal tamamıyla yatay ya da yataya yakın hallu karasal Miyosen ve Pliyosen tabakaları ile, yatak boylarında yer yer daralan genişleyen şeritler halundaki alüvyonlar doğrulusunda temsil edilmektedir. Alüvyonlar, Ergene’nin Meriç’e karıştığı kısımdan itibaren Enez’e kadar son derece geniş alanlar kaplamaktadır. Hem de Hayrabolu deresi yatağında birkaç km genişliğe ulaşmaktadır.

Sonuç olarak Ergene Havzası, dolayısı ile birtakım yerlerde ova karakteri gösterenbu ovanın teşekkülünde hem tektoniğin hem de erozyon ve birikimin mühim rolleri olmuştur.

Türkiye’de Delta Ovalar

Akarsuların denize döküldüğü yerlerde, akarsular doğrulusunda taşınan alüvyonların denizin içerisinde birikmesi ile meydana gelen düzlüklerdir.

Akarsu ağızlarında delta ovalarının oluşabilmesi amacıyla;

Akarsuyun bol malzeme (alüvyon) taşıması
Kıyılarda dalga ve akıntının az olması
Kıyıda gel-git genliğinin az olması
Kıta sahanlığının (Şelf Alanı) geniş olması
Akarsu havzasındaki kayaçların basit erimemesi gerekir
Delta ovaların özellikleri:

Delta ovalar akarsuyun yatağı süresince geçtiği yerlerdeki değişik mineral yapısına sahip alüvyonların birikme kısmı bulunduğu amacıyla mineral bakımından çok varlıklıdır ve tarım amacıyla çok ideal alanlardır.
Delta ovaların tamamı kıyılardadır ve denizel tesir yüzünden gene tarım amacıyla çok ideal alanlardır.
Toprak yapısı, iklim ve sulama yönünden olumlu özelliklere sahip bu alanlarda ekonomik sayısal değeri yüksek saniyesel tarım ürünleri yetiştirilir. Sanayide ham madde olarak sarfedilen bu tarım ürünleri bu alanlarda sanayinin gelişmesine namacıyla olur.

YORUM YAP