DOLAR 38,2552 % 0.34
EURO 43,8333 % 0.15
STERLIN 51,0885 % 0.12
FRANG 46,9242 % 0.68
ALTIN 4.076,87 % 0,33
BITCOIN 85.428,01 0.972

KEREVİT YETİŞTİRİCİLİĞİ

Yayınlanma Tarihi : Google News
KEREVİT YETİŞTİRİCİLİĞİ

KEREVİT YETİŞTİRİCİLİĞİ

Ülkemizde kerevit adıyla tanınan tatlı su Istakozu II.Dünya Savaşı’ndan sonra su ürünleri amacıylade ihraç ürünlerimiz arasına girmiş olup birtakım seneler mühim miktarlarda ihraç edilmiştir. Üretim 1970’li senelerde artış göstermiş, 1979 senesinde 5.000 ton iken 1982 senesinde 6.500 ton’a ulaşmıştır. Halkımızın tüketim alışkanlığının olmaması sebebiyle tamamına yakın bir kısmı ihraç edilmiştir (6.792 ton(1983); 7.937 ton (1984); 6.244 ton (1985)). Ancak bir hastalık sebebi ile kerevit dışsatımımız 1990’dan sonra çok azalmıştır. Hatta bu husustaki çok ünlü Eğirdir gibi göllerimizde üretim sona ermiş gibidir.

Kerevitler iç sularda ekonomik sayısal değeri yüksek olan eklembacaklı su canlılarındandır. Anadolu’nun çoğu göl, baraj gölleri ve akarsularında natural olarak tespit edilen bu ürün 1968 senesinden beri çoğalan dışsatım imkanlarıyla balıkçılarımız amacıyla 1990’lı senelere kadar iyi bir gelir kaynağı olmuştur

Birçok ülkede kerevitin sevilerek tüketilmesi ve her geride bıraktığımız gün ekonomik sayısal değerinin yükselmesi bu ürünün kültür koşullarında üretimini hızlandırmıştır. Üretilen yavrularla yeni kerevit kaynaklarının oluşturulmasına ve populasyon dengesi bozulmuş göllerin kerevitlendirilmesine yönelik geniş ve detaylı programlara girişilmiştir.

Dünyada geniş coğrafi bir dağılım gösteren kerevitin Türkiye’de yalnızca tek türü Astacus leptodactylus bulunmaktadır. Yurdumuz iç sular balıkçılığında mühim bir yeri olan A. lepdodactylus”lın et kalitesinin düşük ve az oluşu sebebiyle kültür şartlarına ideal bir tür olmadığı belirtilmektedir.

Ülkemizde kerevit yetiştiriciliğine dair çalışmalar çok az olup, bu hususta mühim bir program bulunmamaktadır. Bu tür üstünde oluşturulan çalışmalar daha çok biyolojik özellikleri, taksonomi ve avlanma tekniğinin geliştirilmesi üstündedir. Kerevit üretiminde en mühim konulardan biri olan yavru üretim teknikleri konusu ile ilgili yurdumuzda yapılmış yalnızca birkaç inceleme var ise de neticeler programya girememiştir.

Bu gün yurdumuzda kerevit üretimi oluşturulan su kaynaklarının adedi geride bıraktığımız senelere göre çok azalmıştır. Bu amaçla kerevit üretimini arttırabilmek amacıyla suni metodlarla yavru üretilip, elde edilen yavruların natural sularımıza bırakılmasının ararlı neticeler verebileceği düşünülebilir.

 

Istakozlar, yurdumuz akarsularında detaylı bölgelerdeki göl ve göletler ile göller bölgesinde geniş bir yasenema kısmı ortaya getirirler. Bol gıda ve ideal bölge ihtiva eden iç sulanmızda süratli ilerleme imkânına sahip olan göl lstakozları, ırmak ıstakozlarıyla eşdeğerler arzetmektedir. Bu nedenden başta Batı Almanya olmak üzere 1980 li senelerde Avrupa ülkelerine birinci sırada kerevit ihraç eden ülke durumuna gelmemizde faktör rol oynamıştır. Ancak daha evvelce bildirdiğimiz gibi bu onemli potansiyel bu gün amacıyla yok olma durumundadır.

Göl ıstakozları, ırmak ıstakozlarına nazaran daha dar ve uzun kıskaçlıdırlar. Bu amaçla dar kıskaçlı olarak tanınırlar. Vücut biçimi daha dar ve uzun olup, yüzme ayakçıkları daha geniştir. Bu özelliğinden dolayıdır ki ırmak ıstakozlarına nazaran daha çok yumurta taşırlar. Dişileri boylarına göre 200-400 arasında yumurta bırakırlar.

Anadolu’da geniş bir dağılım gösteren bu türün renkleri yaşadığı kısmın ve bölgesel faktörlerin tesiri altında son derece ayrılıklar göstermektedir. Bol bitkili, sazlı ve balçıklı yerlerde yaşam sürdüren göl ıstakozları açık yeşil sarıdan koyu zeytin yeşiline kadar değişen renklere sahiptirler. Kıskaç ayak parmakları ve Cephalothcraxın üstünde kahverengi benekler bulunur. Tabanı taşlık ve çakıllı, suyu temiz alanlarda yaşam sürdürenlar açık sarı (bal rengi) hem de turuncu renkli olabilirler. Bunların karın altları açık renklidir.

Göl ıstakozlarında bedenin üst kısımları, ırmak ıstakozlarına nazaran daha az renklidir. Göl ıstakozlarında yeşil rengin altında benekler ve hareler bulunur. Vücudun alt evresinde renk daha açık olup, kıskaçların alt evresinde beyaz renk hakimdir. Vücutlarında genelde açık sarımtırak renk hakimdir. Pişirilince ırmak ıstakozlarına nazaran daha açık kırmızı renk ortaya gelmektedir. Derin sularda yaşam sürdürenların renkleri daha koyudur.

Dikenli bir yapıya sahip olan göl ıstakozları üçüncü senenin sonucunda 8-10 cm. uzunlukta iken cinsi olgunluğa erişirler. 20 sene hayat sürdürdükleri ön görü edilmektedir.

 

YORUM YAP