
Avantajları
İlk avantaj, Hollanda’nın çok sayıda turist işçiye gereksinim duymasıdır. Her sene ortalama 50 bin turist işçiye gereksinim duyuyor. Dışarıya bu kadar açık olmaları bizim gibi expatlar amacıyla çok güzel.
İkinci avantaj, 2018 İnsani Gelişmişlik Endeksi raporlarına göre çok yüksek bir insani ilerleme endeksine sahip olmasıdır. Hollanda, dünyanın en yüksek insani ilerleme oranları içerisinde 10. sırada yer almaktadır. Yani refah düzeyi çok yüksek bir ülke. Hem de burada ırkçılık olmadığını ve herkese eşit davranıldığını onaylayabilirim.
Üçüncü avantaj, bilhassa Amsterdam ya da Rotterdam gibi büyük kentlerde derhal derhal her bireyin İngilizce konuşabilmesidir. Arkadaş edinmek istiyorsanız ya da sormanız gereken sorular varsa bu gerçekte çok mühim.
Dördüncü ve en mühim namacıylalerden biri maaş oranları ve % 30 Vergi İndirimi. O ne diyecek olursanız; hükümet, expatlerin 5 sene süresince maaşının % 30’undan değil % 70’inden vergi alıyor. Yüksek lisans derecesine sahipseniz fakat bu vergi indirimden yararlanabilirsiniz. Ama esasen bu konuyu ayrı bir başlıkta yazacağım.
Beşinci sebep, galiba benim amacıyla en mühim sebeplerden biri. Çalışma şekilleri çok yavaş, planlı, kurallı ve sakin ilerliyor. Yani her şeyin bir düzeni var. Benim gibi uzun çalışma saatleri olan bir kültürden geliyorsanız bu size ilk başta biraz acayip gelecektir. Kendinizi büyük bir boşlukta farkedebilirsiniz ama gerçekte olması gereken çalışma biçimi bu bulunduğu amacıyla kendinizi buna alıştırmaya bakın. Açıkcası senelarca Köle Isaura gibi çalıştıktan sonra her akşam “bi dk ya, ee işim bitti napcam ki ben bu kadar saat” oluyorsunuz ama korkmayın zaman içerisinde geçiyor.
Altıncı namacıyla, süpermarketlerin oran olarak ucuz olmasıdır. Eğer bütün kahvaltılarınızı ve akşam yemeklerinizi evde hazırlayıp yerseniz, aylık harcamalarınız 1 şahıs amacıyla 150–200 ve iki şahıs amacıyla 300–350 euro olacaktır. Bence bu son derece ucuz! Ve hatırlatma lütfen Euro’yu TL’ye çevirmeyin. Çünkü bundan sonra Euro kazanıyorsunuz. Yani etin kilosu burda 5 euro ise 5 tl gibi düşünün.
Yedinci sebep, Hollanda’nın birkaç bölge haricinde çok güvenilir olmasıdır. Gece yarısı hiçbir şeyden endişelenmeden yürüyebilirsiniz. Suç seviyesi Türkiye’ye oranla çok daha az ve kent içerisinde gece otobüsleri var.
Sekizinci sebep, derhal derhal her yerde bir bisiklet yolu bulabilmeniz ve bir bisikletiniz varsa derhal derhal dilediğiniz her yere gidebilmenizdir, zira bütün ülke dümdüz ve rastgele bir tepe yok. Ama gene de dikkatli olun Hollandalılar kimi zaman tehlikeli olabiliyorlar elleriyle tutmadan bisiklet süren abimizin ha düştü ha düşecek gerginliği yüzünden ben düşeceğim bir gün.
Dokuzuncu namacıyla, bütün evlerin iyi geliştirilmiş ve iyi aydınlatılmış olmasıdır. Pencereler o kadar büyük ki güneş ışığı evlere basitçe girebiliyor. Yine Türkiye’den gelen biri olarak bu benim amacıyla çok büyük bir artı.
Onuncu namacıyla ise kent tasarımı ve parklar. Senelerce plazalarla dolu beton bir kentte yaşadıktan sonra parklarda kendimi çimenlere attığım doğrudur. Ve galiba bunu bu yaz aylarında daha çok sevmeye başladım. Her yerde güneşlenenler mi dersiniz, kimseyi rahatsız etmeden barbekü yapanlar mı dersiniz bilmiyorum açıkcası insanları özgür ve mutlu gördükçe ben daha çok mutlu oluyorum.