DOLAR 38,2552 % 0.34
EURO 43,8333 % 0.15
STERLIN 51,0885 % 0.12
FRANG 46,9242 % 0.68
ALTIN 4.076,87 % 0,33
BITCOIN 85.338,81 0.922

müslüm gürses hayatı

Yayınlanma Tarihi : Google News
müslüm gürses hayatı

Gerçek adı Müslüm Akbaş‘tır.

Müslüm Gürse 7 Mayıs 1953 tarihinde Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde doğdu. Babası Mehmet Akbaş, annesi Emine Akbaş‘tır. Zeyno ve Ahmet isimlerinde iki kardeşi olan Gürses’in babası çiftçilikle uğraşıyordu ve bağlama çalıyordu.

Çocukluğunun ilk yılları Şanlıurfa’da geçti. 3 yaşındayken ekonomik nedenlerden ötürü ailesiyle beraber Adana’ya göç etti. Burada terzi çıraklığı ve kunduracılık yaptı. İlkokulu bitirdikten sonra eğitim hayatına devam etmeyen Gürses; 14 yaşındayken Adana Aile Çay Bahçesi’nde düzenlenen yarışmaya katıldı ve birinci oldu.

1968 senesinde albüm gerçekleştirmek amacıyla İstanbul‘a geldi. Bu dönemde çıkardığı Emmioğlu/Ovada Taşa Basma isimli plağı 300 bin satış yaparak büyük bir rekor kırdı. Gün geçtikçe tanınmış Gürses, şöhretinin ilk senelerinde çıktığı Anadolu turnesi esnasında büyük bir kaza geçirdi ve alın kemiği kırıldı.

Babasının engellemesine rağmen, annesinin desteği sayesinde 1967’de şimdilik 14 yaşındayken Adana’da bir çay bahçesinde düzenlenen ses yarışmasına katılarak birinci oldu. Arabesk ‘in usta ismi, yarışmadan sonra “Gürses” soyismini kullanmaya başladı. Halk eğitim merkezinde müzik dersleri almaya başlayan usta sanatçı, katıldığı bir televizyon programında, o günleri şu sözlerle anlatmıştı: “Adana’ya geldik. Küçük bir evde oturuyorduk. O vakit Adana tabii ki çok sıcaktı. Herkes damda yatıyordu. Biz de tabii damda yatıyoruz, sıcak olması münasebetiyle. Kendimizce (şarkı) okuyorduk. Komşular, “Sesin güzel. Bir adet daha, bir adet daha oku.” derdi. O sıralar, Mustafa diye bir kunduracı arkadaşımız vardı. Halk eğitim merkezine gidiyordu, bağlama çalıyordu. Halk eğitim merkezinin güzelliğinden bahsetti. ‘Ben de gidebilir miyim?’ dedim. Gelebilirsin dedi. Gittim, orada gayet güzel, müzik adına, insanları eğitiyorlar. 4 ya da 5. sınıftaydım. Bir müddet gittik. Orada piştik.

Neyin ne olduğunu gördük. Değerli hocalarımız vardı.” Kendisine gelen teklifle kısa bir vakit çay bahçesinde türkü söylemeye başlayan Gürses, işlerin iyi gitmemesi sebebiyle terziliğe geri dönmek mecburiyetinde kaldı. Ünlü sanatçı, müziğe başladığı ilk yıllarla alakalı yaptığı açıklamada, “İlkokulu bitirdim. Gerisi yok. Adana’da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım Halkevine gidiyordu. Ben de gittim. Derken Çukurova Radyosu’nda sanatçı oldum.” Kelimelerini kullanmıştı. İlk plağı “Emmioğlu/Ovada Taşa Basma” büyük başarı elde etti. Arabesk müziğin usta ismi, 29 Mayıs 1969’da babası doğrulusunda annesi öldürülünce büyük bir sarsıntı yaşadı. Bir iddiaya göre, aynı gün Gürses’in kız kardeşi Zeyno Akbaş’ı da babası, cezaevine girdi.

Hayatının bu noktasıyla alakalı bahsetmek istemeyen ünlü sanatçı, annesinin vefatının ardındannda geldiği İstanbul’da, “Giyin Kuşan Selvi Boylum/Hayatımı Sen Mahvettin” ve “Gitme Gel Gel/Haram Aşk” isimli iki 45’lik plak doldurdu. Gürses, ”Sevda Yüklü Kervanlar” isimli şarkısıyla ismini geniş kitlelere duyurmayı başardı. “Sevda Yüklü Kervanlar/Vurma Güzel Vurma” isimli 45’liği 300 bin basılarak devresinin rekorunu kırdı. Askerliğini Mamak’ta yapan Gürses, vatani vazifesini tamamladıktan sonra Burhan Bayar’ın bestelerine yer verilen çok sayıda plağı hayranlarıyla buluşturdu. Müslüm Gürses, 1978 senesinde Anadolu turnesi bundan ötürü Tarsus’tan Adana’ya dönerken Trafik kazası geçirdi. Sürücünün hayatını kaybettiği kazada, kaldırılan Gürses’in yaşadığı son anda fark edildi ve ameliyata alındı. Kazada, alnı ciddi biçimde zedelenen sanatçının başına, beynini koruyacak plaka takıldı. Gürses, kazadan ötürü koku alma duyusunu yitirdi.

İşitme duyusu da ciddi biçimde zarar gören sanatçı, yavaş konuşmaya başladı. Usta sanatçı, 1990’lı senesinin başında “Özür Diliyorum Senden”, “İsyankar” ve “Ben İnsan Değil miyim?” albümleriyle müzik aleminde ikinci büyük çıkışını yakaladı. Arabesk dünyasına ismini altın harflerle yazdıran Gürses, şarkılarında kendisini çaresiz, umutsuz hissedenlerin hislerine tercüman olmaya çalıştığını dile getirdi. Bir röportajında Orhan Gencebay ile arasındaki farkı, ”Orhan ağabey bizim pirimizdir. Orhan Gencebay, ‘Böyle gelmiş, bu tür gitmez’ diyor. Bizse ‘Böyle gelmiş, bu tür gider’ diyoruz” sözleriyle ifade etmişti.

Kaza ardından çıkardığı ”Özür diliyorum senden”, ”İsyankar”, ”Ben insan Değil miyim” gibi albümlerle çıkışını devam ettiren Gürses, arabesk türünde en çok ilgi gören isimlerden biri oldu. 1979’da ilk defa İsyankar filmiyle kamera karşısına geçti. 1985 senesinde çocukluğunda hiçbir filmini kaçırmadığı ve büyük bir hayranlık duyduğu sinema oyuncusu Muhterem Nur‘la evlendi.

Gürses’in, 2006‘da yazar Murathan Mungan’la ortak projesi ”Aşk Tesadüfleri Sever” müzik marketlerdeki konumunu aldı. 2010 yılının Kasım ayında ”Yalan Dünya” isimli albümü çıkardı. 15 Kasım 2012’de kalbine stent takılan Müslüm Gürses’in karaciğer ve böbreklerinde çıkan problemler nedeniyle 18 Kasım 2012 günü hali ağırlaştı.

YORUM YAP