DOLAR 38,5992 % 0.33
EURO 43,6545 % 0.2
STERLIN 51,3560 % 0.12
FRANG 46,7190 % 0.63
ALTIN 4.018,80 % 0,37
BITCOIN 96.311,65 -1.281

CÜNEYT ARKIN HAYATI

Yayınlanma Tarihi : Google News
CÜNEYT ARKIN HAYATI

Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır’dır.

Cüneyt Arkın, 8 Eylül 1937 tarihinde Eskişehir’in merkezine bağlı Karaçay köyünde doğdu. Babası Kurtuluş Savaşı’na katılmış Hacı Yakup Cüreklibatur’dur. Aslen Nogay Türkleri’ndendir. Eskişehir Atatürk Lisesi’nde öğrenim gören Arkın, 1961 senesinde İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu.

Memleketi Eskişehir’de, yedek subay olarak askerliğini yaparken, Göksel Arsoy’un başrol oynadığı Şafak Bekçileri (1963) filminin çekimleri esnasında yönetmen Halit Refiğ’in ilgisini çekti. Askerliğini bitirdikten sonra Adana ve seviyesinde hekimluk yaptı. 1963 senesinde Artist dergisinin yarışmasında birinci oldu. Bir vakit iş arayan Arkın, 1963’te Halit Refiğ’in teklifiyle sinema oyunculuğuna başladı ve 2 sene içerisinde 30 kadar film çevirdi.

1964 senesinde oynadığı Gurbet Kuşları filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın’ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir vakit daha duygusal-Romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra gene Halit Refiğ’in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi.

Bu devrede İstanbul’a gelen Medrano Sirki’nde altı ay vakit ile akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktararak, Türk sinemasına daha evvelce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi.

Kısa vakitde avantürlü filmlerin en çok aranan isimlerinden biri durumuna geldi. Kariyeri vakitsince westernden komediye, serüven filmlerinden toplumsal filmlere farklı türlerde filmler çekti.

12 Mart devresi esnasında, 4. Altın Koza Film Festivali’nde (1972) jürinin ilk oylamasında Yılmaz Güney’i Baba filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu seçmesine karşın daha sonra siyasi baskılarla Güney’in yerine, ilk oylamada Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Cüneyt Arkın’ı en iyi erkek oyuncu seçti. Bu karara reaksiyon gösteren Arkın mükafatı reddetti.

Cüneyt Arkın, at binmede ve karatede eksper sporcu unvanına sahiptir. Oyunculuğun yanı sıra televizyon izlenceleri sunmuş ve kısa bir vakit gazetelerde sağlıkla alakalı köşe yazarlığı yapmıştır. 2009 senesinde omurgasındaki sinir sıkışmasından ötürü aşağı yukarı üç ay hastanede tedavi görmüştür.

Özel hayatı

Cüneyt Arkın ilk evliliğini 1964 senesinde kendisi gibi hekim olan Güler Mocan ile yaptı. Bu evlilikten kızları Filiz (1966) doğdu. 1968’de boşandıktan bir sene sonra Betül (Işıl) Cüreklibatur ile evlenen Arkın’ın, bu evlilikten Kaan ve Murat adlarında iki çocuğu vardır. Kızı bir şirkette genel müdürlük yapan Arkın’ın oğullarından Murat da dizilerde oyunculuk yapmaktadır. Bir devre alkolizm tedavisi görmüş olan Arkın, alkol, uyuşturucu ve gençliğin problemleri konulu sonsuz konferans vermiş, bunlarla alakalı teşekkür beratları ve haysiyet ödülleri almıştır.

1964 senesinde oynadığı Gurbet Kuşları filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın’ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir vakit daha duygusal-Romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra gene Halit Refiğ’in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi.

Bugüne kadar yüzlerce filmde rol alan Cüneyt Arkın, Yeşilçam’ın en mühim isimlerindendir. Malkoçoğlu, Battal Gazi gibi filmlerle zorlu sahnelere imza atan Cüneyt Arkın kariyeri boyuncu dublör kullanmayı hep reddetti. Bu da kimi zaman ölümlerden dönmesine niçin oldu. İşte Cüneyt Arkın’ın yaşadığı 16 sakatlık.

Cüneyt Arkın sinemasına ayrı bir renk getiren, yönetmenliğini Çetin İnanç’ın yaptığı 1982 tarihli Dünyayı Kurtaran Adam zaman içerisinde bir kült film durumuna geldi. 1980’li senelerde  Kavga, Sürgündeki Adam ve İki Başlı Dev gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990’lı senelerde da polisiye dizilere yöneldi.

Cüneyt Arkın’ın Eğitimi ve Mesleği

Cüneyt Arkın, ilkokul eğitimini Eskişehir Necatibey İlkokulu’nda, lise eğitimini ise Eskişehir Atatürk Lisesi’nde tamamladı. Çocukluğunda en sevdiği hikayeler menkıbelerdi. Battal Gazi, Köroğlu hikayeleri ile büyüdü. Lise döneminde hikayeler yazıyor ve bunları dergilere gönderiyordu. 1961 senesinde İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Tıp eğitimine devam eder iken İstanbul’daki arkadaşlarıyla “Erek” isimli bir dergi çıkarttı. Dergide şiirleri ve hikayeleri yer alıyordu. 1957 senesinde şair ve yazar Cemal Süreya ile tanıştı ve öykülerini değerlendirerek onu “Pazar Postası”na gönderdi.

YORUM YAP