DOLAR 38,2552 % 0.34
EURO 43,8333 % 0.15
STERLIN 51,0885 % 0.12
FRANG 46,9242 % 0.68
ALTIN 4.076,87 % 0,33
BITCOIN 85.217,40 0.64

SU KAYNAKLARININ ÖNEMİ

Yayınlanma Tarihi : Google News
SU KAYNAKLARININ ÖNEMİ

TÜKENEN SU KAYNAKLARININ ÖNEMİ

Gün geçtikçe daha çok problem durumuna gelmeye başlayan su kıtlığı, istikbal senelerde çok daha büyük problemlara yol açacak. Genellikle gıdaya olan ihtiyacın daha da çok artması, tarım alanlarında %70’lik bir paya sahip olan su tüketiminı daha da artıracak

Geçtiğimiz senelerde uluslararası alanda hizmet veren bir hidroloji ekibi, dünya üstünde tespit edilen yeraltı sularının koordinat ve sayısını belirleyen ölçüm sonuçlarına ulaştılar. Buna göre, yer altında 23 milyon kilometreküp su bulunuyor. Ancak uzmanlara göre, dünyadaki nüfus artışı ve şu anki su tüketimi bu şekilde devam ederse, insanlığın devamı amacıyla yeterli olmayacak.

Öte yandan, yeraltı su kaynaklarının yalnızca %6’sının yüzey ile 2 kilometre derinliği bulunuyor. Bu da suların, yalnızca bir insan ömrü kadar yenilenebilir halde bulunduğunu işaret ediyor. Hem de 1 milyon seviyesi yeni su havzası ve 40.000 kadar yeraltı su kaynağı keşfedilmiş olsa da 0.35 milyon küplük kısmın 50 yaşın altında bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Suyun yaşı ile alakalı problemin en büyük kaynağı ise kuşkusuz insan sağlığına zararlı arsenik ve uranyum gibi maddelerle ilişki etmiş olması. Bu amaçla de içilebilir su yalnızca yaşı genç olan su kaynaklarından elde ediliyor. Bütün bu bilgiler işaret ediyor ki, su kaynaklarımız her geride bıraktığımız gün azalmakta ve insanlığın devamı amacıyla yetecek çok az miktarda suyumuz kaldı.

Su Tasarrufu Önemli

Suyun öneminin bilincinde olarak, salgın hastalıklar ve çölleşme gibi felaketlerden kurtulmak bizim elimizde. Azalan su kaynaklarını tehdit olarak gören birtakım ülkeler, bu hususta detaylı çözümler üretiyor. Örneğin, 1997-2009 yılları arasında en kurak devresi yaşam sürdüren Avustralya, bu süreçte su tüketiminı yarıya indirmeyi başaran ülkeler arasındadır. Diğer yandan İsrail, atık suların %86’sını arıtıp tekrar kullandığından atık su tüketiminde dünya birincisidir. Sulamada sarfedilen suyun ise %40’ı gene arıtma tekniği ile elde ediliyor.

Yağmur sularını depolayan ülkeler de var. Hatta bu tekniğin öncüsü, Bizans İmparatorluğu’dur. Şu anda da Manchester’da bir üniversitenin tuvaletlerindeki sifon suları, yağmur sularından elde ediliyor.

Coca Cola Company gibi birtakım çokuluslu şirketler de tasarruf adına çoğu ismim atıyor. Şirketin Kamboçya ve Bangladeş’te kurduğu fabrikalara hammadde gerçekleştiren tarlaların sulamasında, damlama tekniği kullanılıyor. Sonuç olarak sudan çoksıyla tasarruf sağlanıyor.

Evlerde Su Tasarruf Yöntemleri

Evlerimizde de su tasarrufu amacıyla yapabileceğimiz detaylı yöntemler mevcut. Öncelikle, bulaşıkları elde yıkamayarak, 1 senede ortalama 26-40 ton su tasarrufu sağlayabiliriz. Sebze ve meyveleri su dolu bir kabın içerisinde yıkayarak ise senede ortalama 18 ton su tasarrufu elde edebiliriz.

Diğer taraftan, musluklarımızın başlıklarını denetim ederek su akıtmadığından emin olmakta yarar var. Dişlerimizi fırçalarken de musluğu kapalı tutarak, suyun boşa akmasını engelleyebiliriz. Bahçesi olan bir evde yaşıyorsak sulama amacıyla yağmur suyunu ya da geri kazanılmış suları kullanmak, tasarruf adına yapabileceğimiz başka yöntemler arasındadır.

Son vakitlerde çoğalan nüfus, iklimdeki farklılıklar ve suyun tarım ve endüstri alanlarındaki tüketimi, tatlı su kaynaklarımızı süratle tüketiyor. Bu sebeple, ülkelerin su tasarrufu politikaları ilerletmesi ve uygulamaya sokması mühim bir ismim olacaktır.

Türkiye ile su yoksulu Orta Doğu ülkeleri arasında yer alan ve çok sayıda mühim su arıtma projeleri sahip olan Dicle-Fırat Havzası, çoğu büyük ırmakden meydana gelen su potansiyeli bakımından en büyük havzadır. Tablo 2’de gördüğünüz üzere; Burdur ve Akarçay Kapalı Havzaları ise başka 23 havza ile karşılaştırıldıklarında en düşük su potansiyeline sahip havzalardır. Tablo 2’de gördüğünüz üzere birtakım ırmak havzalarının “su zengini” birtakımlarının ise “su fakiri” bulunduğu bilinmektedir.

500-1.000 m3/kişi/yıl aralığında Falkenmark Göstergesi değerlerine sahip, kıtlık problemi yaşam sürdüren havzalar arasında; Susurluk, Kuzey Ege, Sakarya ve Asi havzaları bulunmaktadır. Bu havzalarda nüfusun yükselmesi ile net kıtık problemi beklenmektedir. 25 havzanın 7 tanesinin su problemi altında gözükmektedir. Bu 7 havza arasında Kızılırmak ve Yeşilırmak havzaları gibi iki büyük akarsu havzası bulunmaktadır. Bu havzalar arasında tespit edilen birtakım havzaların, başka havzalar gibi nüfus artışı neticesi yakın ileride “Su Kıtlığı” oranına gelmeleri olasıdır

YORUM YAP